bana unutuşunu önerdi, soyunmuşluğu bitmeden daha
sessizliğini örten şefkatle ve elbette sakinleştirecektir
gövdeleri, balgamında debelenen karıncayı görmek
fakat taşımak ister miydin onca yalnızlığı bir başına
çünkü sanki biraz ıslak hâlâ düşüncelerin
karyolamda bir kaç kişi kalıyor epeydir, biliyorsun
varlığımdaki yarıklardan kurtulup kaçan
tabelaları söküp attım, kaynayan kanı kışkırtıyorlardı
kim diğerine üzülecek bu olağan yok oluşta
doğru rüzgâra karşı işemek sorun
benim itirazım rengine değil,
çelik yelek taşımadan düşlere girmek de
karasıyla geçip giden atlılara hududumdan
artık bir çözümün kendini dayatmasını bekliyorum
birinin koridordaki tabutu kaldırmasını
gecedeyiz müeyyidesi yok yalan söylemenin
önümüz açık, ferah, kapkaranlık her yer
mukavva bir tarihe sıkıştırılmış geleceğim
tepinip duruyor
bir o fiske işte tehditkâr, kanlı
sonsuz tereddüdünde salınıp duran
her acının mihmanı, kuyuda yankılar ayaklanmış
kaynağı kaçmış, bedevi şimdi
kâh Rue Faubourg St. Denis’de
kâh onu beş geçe asansörünü bekliyor
elleri cebinde
New York Metropolitan’de
s. 37






Yorum bırakın